Yarının Suyu
Bir ekosistem; tüm canlıları, onların birbirleriyle ve cansız ortamların etkileşimlerini içerir. Ekosistemin en önemli parçası olan su, ekosistemin gücü olarak adlandırılmaktadır. Ekosistemdeki su ihtiyacı aynı zamanda küresel su kullanımının hayati bir bileşenidir.
Su, tüm sosyo-ekonomik gelişim ve sağlıklı ekosistemin devamlılığı için gerekli bir kaynaktır. Yeryüzünde su miktarı yıllar içinde sabit kalmaktadır. Nüfus, tarımsal ve endüstriyel su kullanımı arttıkça, su kaynakları üzerindeki baskı da derinleşmektedir. Arz ve talep arasındaki dengesizlikler su kıtlığı adı verilen küresel bir sorunu ortaya çıkarmaktadır.
Üç tarafı sularla çevrili olmasına rağmen, Türkiye’nin “su stresli” bir ülke olduğu bilinmektedir. Türkiye, aşırı sıcaklıklara sahip “yarı kurak” bir bölgede yer almaktadır. Ülkenin su kaynakları doğal göllerden, ırmaklardan, rezervuarlardan ve yeraltı sularından oluşmaktadır. Ülkede, en büyüğü Van Gölü olan 120’den fazla göl bulunmaktadır. Göllerin yanı sıra, 700’den fazla da rezervuar mevcuttur.
Avrupa'daki ve Dünyadaki diğer ülkeler incelendiğinde, Türkiye, kişi başına kullanılabilir su miktarı açısından su sıkıntısı çeken ülkelerden biri olarak göze çarpmaktadır. Türkiye’nin, 2023 yılındaki su potansiyeli 1.120 m3/kişi seviyesine düşecektir. Peki ya su kıtlığını azaltmak için neler yapılmalı?
Su kıtlığının azaltılması birçok ülkenin hedefleri arasında yer almaktadır. Türkiye su yönetiminde merkezi bir yapıya sahiptir. Su kıtlığı, esasen kamu ve özel sektörün senkronize olmuş eylemleriyle azaltılabilir. Yapılması gereken temel eylemler arasında kolektif önlemler almak ve su tüketiminde tasarrufları artırmak için farkındalık yaratmak bulunmaktadır. Nüfus yoğunluğu, su kıtlığının diğer bir nedenidir. Sanayi istihdamının nüfusu fazla olan bölgelerden nüfus yoğunluğu daha az olan bölgelere taşınmasını hedefleyen düşük nüfuslu bölgelere göç, bölgesel su kıtlığı sorununu azaltabilir. Türkiye’de su kullanımın da en büyük payı tarımsal sulama aldığı için, bu alanda yapılacak en ufak gelişmenin tüketilen su miktarını azaltıcı yönde doğrudan etkisi olacaktır. Daha verimli bir sulama için yağmurlama sulama ve damla sulama yöntemleri kullanılabilir. Genel olarak yağmurlama sulama ve damla sulama metotlarında, geleneksel sulama metotları ile karşılaştırıldığında, sırasıyla %70 ve %90 daha az su tüketilmektedir. Tarımsal su kullanımını azaltmak için başka bir çözüm, daha verimli tarımsal planlamaya sahip olmaktır. Daha önce de belirtildiği gibi, Türkiye'deki her havza su bakımından zengin değildir. Daha verimli bir tarımsal planlamaya sahip olmak amacıyla, her bir havza için tarımsal ürünler su ihtiyaçları ile birlikte analiz edilmeli ve su kullanım miktarına göre ekilmelidir. Suyu yoğun kullanan en büyük endüstrilerden biri enerji sektörü olduğundan, rüzgâr enerjisi santralleri, hidroelektrik santralleri ve güneş enerjisi santralleri gibi termik santrallere alternatifler üretilerek su kullanımında tasarruf sağlanabilir. Su şebekelerinin ve boru hatlarının iyileştirilmesi, belediyelerin kayıp ve kaçak oranlarını azaltması da atılabilecek önemli adımlar arasında sayılabilir. Su kanalizasyon sistemleri ve atık su arıtımı, su kıtlığına karşı mücadelenin büyük bir parçası olarak bilinmektedir.
Biz ev hanımlarının yapması gerekenler ise bu bağlamda önemli bir yer kaplamakta. Çocuklarınızın geleceği, Yarının Suyu için ebeveyn olarak çocuklarınıza su tasarrufunu aşılamalı ve örnek olacak şekilde davranmalısınız. Yarının suyunu bugün kullanma! Yarınları azaltma.