İçtiğimiz Su Sadece Su Mu?
İnsanlık tarihinin varoluşundan bu yana hayatımızın temel maddesi olan su, birçok farklı şekilde karşımıza çıkmaktadır. Suyun doğada var oluşu ve işlenerek bize servis edilmesi de insanların hayatını kolaylaştırmakla kalmayıp taşınabilir hale gelip birçok alanda kolaylıkla kullanılmasını sağlamıştır. Su insanlığın en değerli varlığıdır. Susuz bir hayat ne yazık ki düşünülemez. Hızla yaklaşan su kıtlığı, suların kirletilmesi, suya gereken değerin verilmemesi de maalesef insanlığın kısır döngüyle yok olmasına sebep oluyor. Peki hayatımızda bu kadar değerli bir yeri olan su bizim hayatımızda nerede? Hayatımız için bu kadar kıymetli olan suyu biz nasıl tüketiyoruz? Su içerken yalnızca su mu içiyoruz yoksa beraberinde farklı şeyleri de vücudumuza alıyor muyuz?
Suyun içerinde yer alan vitamin ve mineraller işlenerek şişelenir ve her an ulaşabileceğimiz şekilde karşımıza çıkar. Hazır pet şişelerde bulunan ‘BPA’ veya ‘bisfenol’, östrojeni taklit eden bir kimyasaldır. Öğrenme ve davranış sorunları, değişmiş bağışıklık sistemi işlevi, doğurganlık sorunları gibi sağlık bozukluklarını ortaya çıkarır ve kızlarda erken ergenlik çağını başlatır, sperm sayısını azaltır, prostatik ve meme kanserini ise arttırır. Plastik şişelerde bulunan bir diğer kimyasal ise ‘ftalatlardır’. Bunlar doğada endokrin bozuculardır ve azaltılmış sperm sayısı, testis atrofisi ve karaciğer kanseri gibi çok çeşitli gelişimsel ve üreme yan etkileri ile bağlantılıdır. Herhangi bir sebepten bozulan salgı sistemi(endokrin) ise günümüzde giderek daha sık karşılaştığımız metabolizma hastalıklarının başlıca sebebidir.
Bu şişelerin yapıldığı kimyasalların yanı sıra, şişelenmiş su içtiğimizde, kendimizi temelde suyun zehirli kirletici maddeleri olan florür, klor, arsenik, alüminyum ve benzeri tehlikeli maddelere maruz bırakıyoruz. Şişelenerek satılan suların neden son kullanma tarihi bulunduğunu hiç düşündünüz mü? Sebebini şu şekilde açıklamak yanlış olmayacaktır: yayınlanan son çalışmalara göre, şişe su firmalarının yarısı sularını musluk suyu ile doldurmakta. Çünkü şişelenen sular da musluk sularından filtrelenen ama filtrelerin temizliğine önem gösterilmeyen ürünlerdir. Ömürlerinin korunması ve pet şişe içerisindeki plastik tadının suya geçmesini engellemek için şişelerin yapımında kullanılan ‘fenol’ler sıcağa maruz kalan su dolu şişelerde açığa çıkarak birçoğu hastalığa sebep oluyor. Şişelere verilen Pet isminin nereden geldiğini merak ediyorsanız cevabı basit. Kullanılan plastiğin isminden Polyethylene tetrapythalate den geliyor. Hem insanlara hem de hayvanlara zarar verebilen bu plastikler bizi tehdit altına alıyor.
Bu şişelerin tek kullanımlık olması ise sizi yanıltmasın. Evet, damacanayla kıyaslandığında daha az tehlikeli olduğu bir gerçek fakat bu şişelerin atılması da ciddi bir çevresel tehlike oluşturur. Bu şişeler üretilirken, etkili olan toksik emisyonlar ortaya çıkar. Bunları imha ederken plajlar, yol kenarların, boş alanları ve toprak dolguları kullanılır. Bu plastik yığınları, gezegenimizi bir çöplüğe çevirerek ayrışmadan yıllarca birikir. Toksinlerin aşırı dozundan kaçınmasını önlemek için, kendinizi üreticilerin şişe suyu için kullandıkları plastik konusunda bilgilendirin.
Kullandığınız suya dikkat edip kaynağını bildiğiniz bir suyu tüketin. Su bayatlamaz ve son kullanma ömrü yoktur. Siz de bilinçli bir kullanıcı olun ve içtiğiniz hayati değer taşıyan suyun kaynağını bilin.
Blogger: Şeyda Ayaz